Zonguldak’ta küçük yaştan bu yana bağlama çalıp türkü söyleyen Gökhan Durgut isimli yerel sanatçı kendini ulusalda tanıtmaya devam ediyor.
Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde doğan Gökhan Durgut, maden emekçisi bir ailenin en küçük evladı olarak yetişti. Babası’nın müzikle ilgili olması sebebiyle müzikle ve bağlamayla 6 yaşında tanıştı. İlkokula başladığı dönemde saz çalması öğretmenlerinin dikkatini çekmiş ve müzik hayatına başlamış olup ilk olarak 8 yaşında yılsonu müsamereleri, tiyatro ve halk oyunlarında bağlama ve oyuncu olarak yer aldı
Yörede fazla müzik kültürü olmayışı sebebiyle yönlendirilememiş, ancak 13 yaşında tanıştığı müzik öğretmeni İbrahim Demirtaş sayesinde dünyası değişti. Aynı zamanda Kilimli Belediyesi Türk Halk Müziğİ Korosu Şefi olan hocasının yanında nota ve TRT repertuarını çok kapsamlı olarak geçmiş ve özellik olarak orta Anadolu ve ege yöresine ait eserlerin birçoğunu öğrenmiş ve bağlamasıyla tavır olarak icra etmeye başladı.
Hocasının verdiği kitaplarda Muzaffer Sarısözen, Nida Tüfekçi gibi hocaların derlemelerini eserlerini yıllarca tekrarladı. Bozlak kültürüne aşık olmuş ve her fırsatta ve her gittiği yerde tanıtmak ve yaşatmak için mücadele etmiş ve bunun karşılığı olarak her yerde saygınlık kazandı.
Ayrıca Durgut, Neset Ertaş, Hacı Taşan, Çekiç Ali ve ege yöresi sanatçısı Özay Gönlüm gibi ekol olmuş isimlerin çalıp okuma geleneğinde yetişti. Bbiryandan gitar çalarak ve modern müzikle kendini bulma arayışı içinde oldu. Liseye başladığı dönemde Müdür Yardımcısı İsmail Aşkar önderliğinde mehteran takımı kurup, icra etmesiyle büyük ilgi toplamış Türkiye’de ilk olduğu için dönemin Valisi ve okul müdürü tarafından ödüllendirilmiştir. Sayısız tiyatro halk oyunları ve koro çalışmalarının yanı sıra yörede tanınan ama kendini daha iyi ifade edebileceği ve kariyerini yükseltebilmek için, Konservatuar hayalleriyle gittiği Eskişehir’de öğrenim hayatında pek başarı sağlayamayışı alternatif yollara sevk etti. Osmangazi Üniversitesi ve Bilecik Üniversitesi’nde bağlama, kabak kemane ve rebap sanatçısı olarak çalıştı.
Döneminin en iyi müzisyenlerinden olan (japon) Fikret Özden ve rahmetli Veysel Lekesizgöz , Bilecik üni. Ögrt.görevlisi Tuncay Dağlı ve Anadolu Üniversitesi vurmalı çalgılar ögrt.görevlisi Selçuk Yüksel gibi üstatlardan destek aldı. Hemşerisi olan Lutier Ercan Bilir sayesinde enstrüman yapımı dersleri almış ve çevresi sayesinde kendini geliştirdi, yöre halkına sazını ve sesini tanıttı, İkamet ettiği Eskişehir bölgesinin birçok Anadolu şehrine yakın olması sayesinde bağlamasıyla Ankara, Kırşehir, Kırıkkale gibi şehirlerde düğünlerde kendini gösterip tanınmış ve her müzisyenin olduğu gibi çapına sığamayıp İstanbul macerası başladı.
Çok kısa bir sürede zorluk çekmeden sanatçılara ve müzisyenlerle adapte olup aktif olarak piyasaya atılmıştır. birçok ünlü sanatçının albüm stüdyo kayıtlarında ve sahne programlarına bağlamasıyla eşlik etti. Genel olarak güncel müzik ve bilenen türdeki müzikleri devam ediyor. Şuan ilk albümü “Seni Seven” adlı çalışmasıyla dikkat çekiyor.
