YAŞAR BALCI; “BENİM BU KENTE VEFA BORCUM VAR”

27 Şubat 2015
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
554 defa okundu.
YAŞAR BALCI; “BENİM BU KENTE VEFA BORCUM VAR”

BELEMTÜRK TV CANLI YAYIN

Değişim Radyo’da deneyimli televizyoncu, haberci Ersen Berk Çelik’in sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Aday Adayı Yaşar Balcı, öğrencilik yılllarında ayakkabı boyacılığı yaparak başladığı hayatına bugün SMMM olarak devam ettiğini söyledi.

Balcı, katıldığı Gündem Özel’de, 7 Haziran Genel Seçimleri öncesinde yaptığı ziyaret ve çalışmaları anlattı.

Balci, “Ailem ve ben eşittir Karadeniz Ereğli. Doğduğum, büyüdüğüm kent Kdz. Ereğli. Bu kenti çok seviyorum. Bugüne CHP İlçe Başkanlığının yanı sıra Milletvekili aday adaylığı da yaptım. O yüzden benim bu kente vefa borcum var.

Babama sözüm var, Bu Kdz.Ereğli’ye Zonguldak’a bölgemize hizmet etmeden bu dünyadan gitmek istemiyorum. Babama verdiğim sözü yerine getireceğim” dedi.

Siyasi Hayatı Nasıl Başladı?

“Siyasi hayatım aktif olarak 1992 yılında yeniden kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nde kurucu yönetim kurulu üyeliği ile başladı. O gün bugündür partinin her kademesinde görevde bulundum. 2008 yılında partimin delegeleri teveccüh göstererek beni ilçe başkanı seçtiler. 2010 yılında yapılan kongrede de tekrar ilçe başkanlığını kazandım. 2009 yılında yapılan yerel seçimde bu seçimi yöneten ilçe başkanıydım. CHP’yi Kdz. Ereğli’de cumhuriyet tarihinde ilk defa 2009 yılında birinci parti yaptım. Yüzde 42 oy oranına yükselttik. 3 il genel meclis üyesi kazandık. Bizim dönemimizde ekibimiz çok başarılıydı. Ereğli’de CHP’yi layık olduğu yere getirdik.

Daha sonra ben 201’de milletvekilliği aday adaylığı için ilçe başkanlığını bıraktım ama genel merkezimiz teveccüh göstermedi. Bizde işimize döndük.

Ve bugün 2015’te yapılacak genel seçimlerde ömrümün yarısında hizmet yaptığım CHP’den milletvekili aday adayıyım. Genel merkeze başvurumu yaptım.”

Neden CHP?

“Köyden gelmiş ama kent kültürüne alışmış bir aileyiz. Dolayısıyla bizim sol cinah dediğimiz emek yoğunluğu olan toplumdan geliyorum. CHP’nin ilkeleri benim yaşam felsefem. Atatürk ilkeleri, sosyal laik hukuk devleti ve bu ülkeyi kurmuş cumhuriyet benim yaşam kültürüm.”

Aday Adaylığı Süreci nasıl geçiyor?

“Siyaset zor bir şey. Siyasetin okulu yok. Partilerde görev yaparak, belediye başkanlığı yaparak öğrenilen bir şeydir siyaset. Siyaset topluma hizmet sanatıdır. Dürüst ve namuslu insanların bu işe girmesini isterim. Yıllardır da bunun için çalışıyorum. 7 Haziran’da yapılacak seçimlerde CHP’nin fotoğrafa baktığımızda yıllardır partiye hizmet etmiş insanların bu işe soyunduğunu görüyorum. Bunun ana nedeninin de eğilim yoklaması olduğunu düşünüyorum. Üyeler bilmediğimi adama oy vermezler. Ben 4 aydır evimden ayrı, ailemi görmeden çalışıyorum. Özveriyle çalışıyorsun, üyelerde bu özveriyi görüyor.”

Adaylar Kriterlere Uyuyor Mu?

“Kendi adıma konuşabilirim. Bunu vatandaş takdir edecek. Vatandaşında gördüğü dile getirdiği sorunlar doğru. Ve maalesef milletvekilleri seçildikten sonra meclisteki görevlerinden dolayı vatandaşa ulaşamıyorlar. Bunda suçlu sadece milletvekilleri değil. Partilerin ilçe örgütlerinin, milletvekilleri ile vatandaşı buluşturacak programlar yapması gerekir. Kendi dönemimde o şekilde çalışıyordum. Program yaparak köy ve beldelerde vekillerimizle halkı bir araya getirirdim. Ama ben örgütün içinden gelen bir aday adayı olduğum için, vatandaşların sorunlarını bizzat bildiğim için bu sorunları aşan bir milletvekili portföyü oluşturacağım. Ben o tür bir milletvekili olmak için yola çıktım. Allah’ın izniyle de bu sözümü tutacağım. Geçen seçimde bölge milletvekili adayları özellikle AKP adayları Devrek yolunu bitireceğiz diyerek söz vermişlerdi. Tersaneleri tekrar açacağız diyerek söz vermişlerdi. 4 yıl geçti ama AKP milletvekilimiz hiçbir sözünü tutmadı, tutamadı. Bize tutamayacağımız söz vermeyi Allah nasip etmesin.

Ben numaramı hiçbir zaman değiştirmedim. Telefonumu baş ucumdan ayırmam ve hiç kapatmam. Çünkü ben yoksulluk içinde yaşadım. Belki gariban yoksul bir vatandaşımın ihtiyacı olur bana diye düşünerekten telefonumu hiç kapatmadım. 24 saat benim telefonum açık olacaktır. Ben 50 yıldır Ereğli’de yaşayan değişik kesimlerle diyaloğu yüksek olan bir karakterim. Özgür bir yapım var. Beni Ereğli’de tanımayan insan yoktur. Senelerdir bu sokaklarda gezen biriyim. Ben insanları siyasi düşüncelerine, bölge ve memleketlerine göre ayırmam. İnsan oldukları için insani ilişkilerimi kurarım.”

“Yaşar Balcı Denildiğinde Herkes Oy Verecektir”

“Yaşar Balcı denildiğinde kafamız dik yürürüz. Yaşar Balcı’ya bugün aday olduğunda partisi ne olursa olsun ben inanıyorum ki oy alacağım. Dürüstsen, ahlaklıysan, geçmişinde çamurun yoksa, temiz bir insansan hangi partiden olursa olsun desteklemek lazım. AKP’den de, MHP’den de, CHP’den de. Önemli olan insan olmasıdır. Siyaseti ekonomik çıkar üzerine kurmadık. Tamamen yaşam felsefemiz olarak topluma ve Ereğli’ye hizmet için yola çıktık. Ben bütün varlığımı Ereğli ve Zonguldak’a borçluyum. Varlığım eşittir Kdz.Ereğli. Benim Ereğli’ye, Alaplı’ya Zonguldak’a borcum var. Babama sözüm var. Bu memlekete hizmet etmeden Allah benim canımı almasın. Rahmetli babama verdiğim sözümü tutacağım. Ama önce partimin üyeleri bu kardeşini listeye soksunlar.”

Vatandaşın Talepleri nelerdir?

Köylü vatandaşlarımız aslında muhalefet partisinin bir temsilcisi olarak ellerinde herhangi bir yaptırım gücü olmadığını biliyorlar. Köylü deyip küçümsememek lazım. Onlar bizden daha bilinçli. İnsanlar ilgi alaka istiyor. Saygı gösterilmesini istiyor. Yani sadece seçim dönemlerinde değil, 365 gün hatırlanmak istiyorlar. Benim utanılacak bir durumum yok, ben her zaman cenazelerinde ya da mutlu günlerinde yanlarında oldum. Bu yüzden şimdi yanlarına gidip oy isterken rahatım. Beldelere gittiğimde sen nerden çıktın diyen yok ya da başkan sen kimsin, sen bugüne kadar yoktun da aday olunca mı geldin diyen yok.

Benim elimde sihirli değnek yok. Ama vatandaşın taleplerini karşılamak için çaba göstereceğim. Ben bugüne kadar bir çok insana ekmek bulmuşumdur. İş bulmuşumdur. Kısıtlı imkan ve gücümle yüzlerce insana bu memlekette ekmek buldum. Dolayısıyla seçim yokken bu azmi gösterdiysem milletvekili seçilersem daha fazlasını başaracağımı düşünüyorum. Önemli olan kapına gelen vatandaşı geri çevirmemek, morali bozuk gelen vatandaşı güler yüzle geri göndermektir. Bugüne kadar kimseyi geri çevirmedim. Benim büroma gelip de benim yanıma gelip de yardım isteyen hiç kimseyi geri çevirmedim, yardım etmeden göndermedim.

Bölgedeki en büyük sorun nedir?

“En büyük sorunumuz işsizlik. Zonguldak, 2014 verilerine göre yüzde 8 göç veren bir kent. Madenlerde çalışan insan kalmadı. AKP, 4 yıl önce insanları kandırdı. Madenlere üretim işçici alacağız dedi. Tersaneleri yeniden canlandıracağız dedi. Devrek yolunu yapacağız dedi ve hiç birini yerine getirmedi. Ereğli ve Zonguldak halkı artık uyandı. AKP döneminin artık sonu geldiğine inanıyorum. Ve bunu sokakta ki vatandaşımızda söylüyor. Ben bugün çamurlu pazarda çitini açıp sebze satan teyzemin düşüncesini alarak geldim. Ben gece vardiyasında çalışan işçinin düşüncelerini dinleyerek geldim. Ben toplumun içinde onları temsil ediyorum. Onlar AKP’nin verdiği sözleri tutmadığını biliyorlar. Zonguldak ve Ereğli’de gerçekten en büyük sorun işsizlik. Maden ocaklarının işletilmemesi ve özelleştirilmesi büyük bir sorun. CHP iktidarında madenleri devletleştireceğiz. Taşeronlaşma bir sorun ve biz bunu kaldıracağız. Taşeronlaşma güvensiz sömürü düzenidir. Sermayenin emeği sömürdüğü bir modeldir. Erdemir Ereğli’ye yüzünü değil sırtını döndü. Oyak, burayı özelleştirdikten sonra, izlediği yanlış politikalar bize göre yanlıştır. Kendilerine göre sermaye için doğru kararlar almış olabilirler. Ama bu memleketin havasını kirletiyorsan, çoluk çocuğumuzun geleceğini karartıyorsan bu memlekete bir şeyler vermek zorundasın. Her şeyi İstanbul’a taşımak, Ereğli’de ki sac tüccarlarına malı vermeyip kendin pazarlayarak bu iş olmaz. Biz Erdemir ile barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Çünkü Erdemir sayesinde Ereğli var. Ancak o zaman devletin işlettiği bir sektördü. Erdemir’in Ereğli’ye yüzünü dönmesi lazım, Ereğli’yi yönetenlerle diyalog içinde olması lazım. Erdemir, belediye, kaymakamlık, sivil toplum kuruluşları içerinde Ereğli’nin bu gidişatını nasıl çevirebiliriz diye kurumsal kimlikle bu memleketin geleceği ile ilgili olacak yeni projelere katkı sunması lazım. Serbest tüccarla ortak işletmeler kurarak onlara destek verip, yine özel sektör mantığıyla organize sanayide yapacakları yeni yatırımlarla istihdam olanağı sağlayabiliriz. Erdemir ile diyalog halinde olmalıyız ama bu diyaloğu kuracak insanlar yok. Ben bu işleri yapmak için talip oldum.”

Üniversite ve TTK hakkında neler söyledi?

“Akşamdan sabaha bir şeyleri değiştirecek gücüm yok tabii ki.CHP iktidar olduğunda kısa sürede Zonguldak’ın yüzünün güleceğine inanıyorum. Sağ anlayış anavatan ve AKP iktidarları emeğin başkenti Zonguldak’ı gözden çıkarmış, yoksullaştırmış, yatırımları kısarak göç veren bir şehir haline getirmiştir. ne özel sektör ne de devlet yatırım yapmayarak buranın göç verecek bir duruma gelmesinin sağlamıştır. Sadece Bülent Ecevit Üniversitesi var. Onunda adının Bülent Ecevit Üniversitesi olması bu bölgeye hizmet değildir. Üniversitenin yanına bir üniversite daha kurup da onun adını BEÜ yaparsanız bu hizmet olur. Yoksa burada Ecevit sevdası vardı diye ben buradan oy alırım diye kurulmuş bir üniversitenin adını değiştirmekle hizmet yapılmaz. Ereğli’nin üniversiteye ihtiyacı var. Üniversite kuramıyorsan fakülteyi kurarsın buraya. Öğrenci sayısı 4 binlerden 10 binlere çıkar. Sanayiden kaybettiğimiz ekonomi gelirimizi o taraftan da sağlayabiliriz geçici olarak. Ama asıl çözüm burada 10 binleri çalıştıracak istihdam alanlarını kullanmaktır. Bu nedenle de acilen madenleri devletleştirip, bu madenlere yani Zonguldak havzasına 10 bin gruplu işçi almak lazım. Gruplu işçi alarak bu bölgede ki işsizliğe acilen şok müdahale yapılması gerekiyor.

Hema bu yeri redevans sistemiyle kiralarken bu yerin altında kömür olmadığını tespit edememiş mi? Onlarca tecrübeli insan var maden mühendisleri var. Bunlar kesinlikle yeni çıkan taşeronlaşma yasasında ücretler iki kat artınca, tazminat ve çalışma saatlerinde azalma olunca maliyetleri yükseldi diye sözleşmeleri iptal ettiler. 900 lira asgari ücrete çalışan o gariban insanları çalışmalarını çok gördüler, işlerine son verdiler. Hema’nın patronunda sıkıntı yok ki. Onun bir eli yağda bir eli bağda. Bu sözleşmeyi yapan devlet yöneticilerini cezalandırmak lazım. Bağlı olduğu bakanlıkta ki bakanların istifa etmesi lazım. İşsiz kalan 800 insanın bu kış ortamında ekmeksiz, maaşsız kalması, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamaması nasıl bir travma yaratır kimse bilemez. Ama bunu yapan siyasilere bedel ödetmek lazım. Bunu yapan AKP anlayışına bedel ödetmek lazım.”

Aday gösterilmezseniz partinize karşı tavrınız olacak mı?

“Bu dönem üyelerin katılımıyla eğilim yoklaması dediğimiz ön seçim yapılacak. Ben üyeme güveniyorum. Ben onurlu CHP üyelerinin oylarına güveniyorum. Biz kongrelerde farklı zamanlarda üyelerimizle kavga da etmişizdir, tartışmışızdır da fikir bazında. Ama biz CHP’nin iyi olması için bu tartışmaları yaptık, kongrelerde farklı adayları destekledik. Bu ise genel seçim. Partisini layıkı ile temsil edecek, Ereğli’nin sorunlarını bilen, değişik kesimden oyunu alacak adayını bu sandıkta temsil edecektir. Ereğli ve Alaplı’da 2500 üye sandığa gidip bana oy verdiğinde liste başı çıkmamız bile mümkün.”

CHP kaç milletvekili çıkarır?

“Ben CHP’nin en az 3 milletvekilinin garanti olduğunu hatta bu sayısının 4 olabileceğini bile düşünüyorum. Bunu köylerde, beldelerde, mahallelerde yaptığım çalışmanın sonucunda bu izlenime sahip oldum. Bu insanları umutlandırma sözü değil. Bu sahadaki gerçek insanlardan aldığım görüş. İyi bir liste çıktığında CHP’nin 4-1 yapma şansı var. İddialı konuşuyorum. Yaşar Balcı’nın olduğu bir liste Zonguldak’ta 4-1 yapacaktır. AKP’yi bu sahadan sileceğiz.”

Genel Merkezin Ereğli’ye bakış açısı?

“Genel Merkez Türkiye’yi yönetiyor. Bu bakış açısı ilçe örgütlerinin başarısıyla doğru orantılıdır. Örgütler CHP’nin baş tacıdır. Örgütler olmasa Genel Merkez’de oturan insanlar o görevde olamazlar. Ancak, dönem dönem genel merkezlerle örgütler arasında iletişim kopuklukları olabiliyor. Bu iletişimi sağlıklı ve düzgün kuran örgütler başarıya ulaşıyor. Biz 4 sene bu işi başarmıştık. Umarım bu dönemde başaracağız. Başarmak zorundayız. Çünkü Türkiye’nin gidişatı iyi değil. Türkiye, maalesef 3 dönemdir yönetilen AKP iktidarıyla bölünme, iç savaş noktasına, kardeşin kardeşle çatışma noktasına gelmiştir.”dedi

Anahtar Kelime: , ,
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN