Sevgili okurlarım merhaba, geçirdiğim trafik kazasında basit bir kaza dediğim, ama ölümle sonuçlanabilecek kazadan sonra yılmadan vazgeçilmez vasıtam bisikletimle yine trafikteydim. Sağ ara yoldan gelen Konyaaltı belediyesine ait bir kamyon durması gereken yolda durmadı. Yol benimdi ve bende durmadım ikimiz aynı anda firene bastık küçük kasa kamyonla burun buruna geldik!..
Öfkeliydim: “Beyefendi birde belediye görevlisisiniz başkalarına örnek olmanız gerekiyorken şu yaptığınıza bakın, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Siz iyi misiniz? Yardıma ihtiyacınız var mı?” Dedim.
Beyefendide benim kadar öfkeli bir o kadarda şaşkındı, ama nazik bir şekilde: “Hanımefendi bisiklet yolu kaldırımda galiba bunu bilmiyorsunuz? Sizden rica ediyorum lütfen yoldan çıkın ve kaldırıma geçin.” Dedi.
Kat kat artan öfkemi yutkunup: “Beyefendi yol benimken neredeyse çiğneyip geçecektiniz. Şimdide durmuşsunuz benimle kafamı buluyorsunuz? Kaldırım yaya yoludur bisikletlerse trafiğe dahil, yolun sağına bisikletlere yer ayırmak zorundasınız. Trafik kurallarını size ben mi öğreteceğim?” Dedim.
Beyefendinin kaldırımdaki bisiklet yolu dediği yer yaya yoluydu kaldırıma bir metre genişlikte sarı çizgi ile çizilmişti. Ara sokaklardaki arabalar geçidi kapatıp çizginin önüne park ediyordu. Kaldırıma çizilmiş olan o çizginin neden çizildiğini bilmeyen vatandaşlarsa üzerinden yürüyordu. Kaldırıma bisiklet yolu çizilmesi inanılması güç, ama gerçekti. Beyefendiyse gerçek dışı durumu savunuyordu: “Hanımefendi sizinle kafa falan bulmuyorum. Bisikletlerin yolu kaldırımdadır.” Dedi.
Yanlışı inanarak savunan belediye görevlisine: “Beyefendi belediye olarak ne alt yapımız var ne üst yapımız kafanıza göre gökdelen gibi binaları fay hatları üzerine dikmişsiniz insan sağlığıyla oynuyorsunuz. Şimdide yaya yoluna kafanıza göre bisiklet yolumu çizdiniz. Size ehliyet veren kurumlar bisikletlerin trafiğe dahil olduğunu öğretmediler mi? Gidin başımdan beni kavgaya teşvik etmeye çalışmayın.” Dedim.
Trafikteki bu insanlar yolun sağını bisiklete motorziklete ve Scotera bırakmak zorundalar. Aynı zamanda 12 Ambulans, 155 Polis ve hastasını acil hastaneye yetiştirmek zorunda kalan vatandaşlara bırakmak zorundaydı. Trafikte kural tanımayan bu insanlar çocukluğundan itibaren trafikte bisiklet süren on sekiz yaşından itibaren ehliyeti olan bir sürücüye kafa tutacak kadar kanunu nizamı çiğneyip yüzeye çıkacak kadar yüzsüzdü. İçimden “Yazıklar olsun.” Diyordum.